Belirsiz süreli kira
sözleşmelerinin fesih bildirimi yoluyla sona erdirilmesi Türk Borçlar Kanunu’nun[1]
328. ve 330. maddeleri arasında
düzenlenmiştir.
Fesih, geçerli olarak kurulmuş
mevcut bir sürekli borç ilişkisi doğuran sözleşmeyi ileriye etkili olarak sona
erdiren bir yenilik doğurucu haktır[2].
Fesih hakkının kullanımının etkisini doğurma anına göre 2’li bir ayrım yapmak
mümkündür. Fesih hakkının kullanımından sonra, etkisini göstermesi için belli
bir süre geçmesi gereken feshe süreli fesih, belli bir süre geçmesine gerek
olmaksızın etkisini hemen gösteren feshe süresiz fesih denir[3].
Kanunda geçen fesih bildirimi ifadesiyle kastedilen de bir süreli fesih
halidir. Süresiz fesihten farklı olarak, fesih bildirimi karşı tarafın
hakimiyet alanına girdiği an kira sözleşmesi derhal sona ermez; kanunda
öngörülen sürenin sonuna kadar hüküm ve sonuç doğurmaya devam eder[4].
Kanunda fesih bildiriminin nasıl yapılacağı konusunda herhangi bir hüküm yoktur
dolayısıyla bu bildirim sözlü veya yazılı yapılabilir[5].
Fakat herhangi bir ihtilaf durumunda fesih bildiriminin yapıldığının ispatı
açısından bildirimin yazılı yapılmasında fayda vardır. ’’Fesih bildirimi birden fazla kiracı veya kiralayan varsa, tamamı tarafından,
tamamına karşı yapılmalıdır.[6]’’ Ayrıca
fesih bildirimi sebepten bağımsız olarak kullanılabilir yani herhangi bir haklı
sebep olmasa da sözleşmeyi bu şekilde sona erdirebiliriz[7].
Kanun koyucu Türk Borçlar
Kanunu’nun 328. Maddesinde ‘’ Belirsiz
süreli kira sözleşmelerinde taraflardan her biri, daha uzun bir fesih bildirim
süresi veya başka bir fesih dönemi kararlaştırılmış olmadıkça, yasal fesih
dönemlerine ve fesih bildirim sürelerine uyarak sözleşmeyi feshedebilir. Fesih
dönemlerinin hesabında, kira sözleşmesinin başlangıç tarihi esas alınır. ‘’
diyerek belirsiz süreli kira sözleşmelerinin sona erdirilmesine ilişkin genel
bir düzenlemeye yer vermiştir. Buna göre
belirsiz süreli bir kira sözleşmesi nin sona erdirilmesine ilişkin ilk kaynak taraflar
arasındaki sözleşmedir. Dolayısıyla bu madde bir yedek hukuk kuralıdır[8].
Kanunun lafzından da anlaşıldığı gibi tarafların sözleşmeyle kararlaştıracağı
fesih bildirim süresi, yasal fesih bildirim süresinden daha kısa olamaz.
Tarafların korunması gerektiği düşüncesinden hareket eden kanun koyucu burada
nisbi emredici bir hüküm koymuştur. Fesih döneminin kararlaştırılmasında ise
böyle bir sınırlama yoktur. Buna göre taraflar fesih dönemini uzatabileceği
gibi kısaltabilir hatta ortadan kaldırabilirler. Fıkranın devamında fesih
döneminin hesaplanmasında kira sözleşmesinin başlangıç tarihi esas alınır denilmiştir.
Bu sebeple kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin bilinmesi çok önemlidir.
Çünkü ‘’Fesih döneminin hesabında mutlaka
kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin bilinmesi gerekir. Başlangıç tarihi
bilinmeden feshi ihbarda bulunulamaz. Kira başlangıç tarihi belirlenmeden feshi
ihbar nedenine dayanılarak dava açılamaz. Açılıp da kira başlangıç tarihi kanıtlanamamışsa
dava reddedilir.[9]’’
Peki, taraflarca fesih bildirim
süresine uyulmaması durumunda ne olacaktır? Bu sorunun cevabı TBK m. 328 ‘in 2.
Fıkrasında verilmiştir. Buna göre ‘’Sözleşmede
veya kanunda belirtilen fesih dönemine veya bildirim süresine uyulmamışsa,
bildirim bir sonraki fesih dönemi için geçerli olur. ‘’ Bu hükümden önce Yargıtay’ın
uygulaması, altı aylık dönem içerisinde yapılan fesih bildiriminin sadece o dönemin
sonunda kira sözleşmesini sona erdireceği yönündeydi[10].
Dolayısıyla süresinde yapılmayan bir fesih bildirimi sonraki fesih dönemi için
geçerli olmamaktaydı. Bu hükümle birlikte artık süresine uyulmadan yapılan bir
fesih bildirimi sonraki fesih dönemi için hüküm ve sonuç doğuracaktır.
TAŞINMAZ VE TAŞINIR YAPI KİRALARINDAKİ
DURUM
TBK 329. Maddesinde taşınmaz
ve taşınır yapı kiralarına ilişkin fesih bildirimiyle sona erdirilmesi hali düzenlenmiştir. Buna göre ‘’ Taraflardan
her biri, bir taşınmaza veya taşınır bir yapıya ilişkin kira sözleşmesini yerel
âdette belirlenen kira döneminin sonu için veya böyle bir âdetin bulunmaması
durumunda, altı aylık kira döneminin sonu için, üç aylık fesih bildirim
süresine uyarak feshedebilir. ‘’ Yani kira sözleşmesinin konusunun taşınmaz
veya taşınır yapı[11]
(konut özelliği göstermeyen kulübe, çardak, büfe vb.) olduğu durumlarda fesih bildirimi için
sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde öncelikle yerel bir adet olup olmadığına
bakılacak; varsa yerel adetteki sürelere göre sözleşme sona erdirilecektir. Yerel
bir adet yoksa o zaman 6 aylık fesih dönemi ve 3 aylık fesih bildirim süreleri
gündeme gelecektir. Bir örnek üzerinden açıklamak gerekirse:
TAŞINIR KİRALARINDAKİ DURUM VE TBK M.
330/2 DÜZENLEMESİ
TBK 330. Maddesi iki fıkra
halinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında taşınır kiralarının fesih
bildirimi yoluyla sona erdirilmesi, ikinci fıkrasında ise kiraya verenin
meslekî faaliyeti gereği kiraya verdiği ve kiracının da özel kullanımına
yarayan taşınır bir malın fesih bildirimi yoluyla sona erdirilmesi
düzenlenmiştir. TBK 330/1 ‘’ Taraflardan her biri, bir taşınıra ilişkin kira
sözleşmesini üç gün önceden yapılacak fesih bildirim süresine uyarak her zaman
feshedebilir. ‘’ Taşınır kiralarının özellik arz eden kısmı herhangi bir fesih
dönemi öngörülmüş olmamasıdır. Yani sözleşmenin başlangıcı önemli olmaksızın
herhangi bir tarihte üç gün önceden yapacakları fesih bildirimi ile kira
sözleşmesini sona erdirebilirler. İkinci husus da taraflar arasında
sözleşmeyle kararlaştırılan bir fesih dönemi yoksa yerel adete bakılmamasıdır[13].
Yani taraflar arasında kararlaştırılan bir fesih bildirim süresi yoksa doğrudan
yasal süre gündeme gelecektir.
TBK 330/2 ‘de ise ‘’Kiraya
verenin meslekî faaliyeti gereği kiraya verdiği ve kiracının da özel
kullanımına yarayan taşınır bir malın kiracısı, kira sözleşmesini, üç aylık
kira dönemi sonu için en az bir ay önceden yapacağı bir fesih bildirimiyle sona
erdirebilir. Bu durumda kiraya verenin, zararının giderilmesini isteme hakkı yoktur.’’ denilmektedir. Kanun koyucu bu özel durumlar
için fesih dönemini üç ay, fesih bildirim süresini bir ay olarak belirlemiştir.
Bu maddenin gündeme gelmesi için kiraya verenin mesleki faaliyet gereği kiraya
verdiği bir taşınır, kiracının ise özel kullanımı gereği kiraladığı bir taşınır
söz konusu olmalıdır. Buna örnek araba galerisinden kiralanan bir otomobil
verilebilir. Fakat bu otomobili kiralayan kimse bunu özel kullanımı için
kiralamış olmalıdır. Eğer işyeri için kiralanan bir otomobil varsa kanımca bu
hükümleri uygulayamayız.
Son olarak TBK m. 347/3
‘’Genel hükümlere göre fesih hakkının kullanılabileceği durumlarda, kiraya
veren veya kiracı sözleşmeyi sona erdirebilir.’’ şeklinde bir düzenleme
içermekteyse de bu fıkrayı aynı maddenin ikinci fıkrasıyla beraber değerlendirdiğimizde,
kiracının her zaman kiraya verenin ise ancak on yıl geçtikten sonra kira
sözleşmesini genel hükümlere göre fesih bildirimi yoluyla sona erdirebileceğini
söyleyebiliriz. Ayrıca bu bildirimin yazılı yapılması[14]
gerektiği de unutulmamalıdır.
Stajyer Avukat Sefa CİVRİ
[1] Türk
Borçlar Kanunu No: 6098, Kabul Tarihi: 11/1/2011, Resmi Gazete Tarihi:
4/2/2011/27836
[2]
KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Genişletilmiş 18. Bası,
Ankara, 2014, sf. 94 ; OĞUZMAN, Kemal & BARLAS, Nami, Medeni Hukuk, 19.
Bası, İstanbul 2013 sf. 163
[3] AYDIN,
Gülşah Sinem, Kira Sözleşmesinin Genel Hükümlere Göre Sona Ermesi, İstanbul,
2013, sf. 81
[4] GÜMÜŞ,
Mustafa Alper, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Cilt 1, İstanbul 2008, sf. 393
[5] YAVUZ,
Nihat, Yeni TBK, HMK, İİK ve İstinafa Göre Kira Hukuku, Genişletilmiş 5. Baskı,
Ankara, 2017, sf. 374
[6] GÜMÜŞ,
a.g.e, sf. 396
[7] ARAL,
Fahrettin & AYRANCI, Hasan, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 9. Baskı,
Ankara, 2012, sf.272
[8] Bkz.
Aynı Görüşte Yavuz, a.g.e, sf. 375
[9] CERAN,
Mithat, Kira Sözleşmesi Tahliye, Ankara, 2012, sf. 70-71
[10]
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 1/12/2005, 9409/11003 ve 28/03/2002, 2031/2228
tarihli kararları, www.kazanci.com ;
aktaran,Gümüş, a.g.e sf. 396
[11] Taşınır
yapılar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 728. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna
göre ‘’ Başkasının arazisi üzerinde kalıcı olması amaçlanmaksızın yapılan
kulübe, büfe, çardak, baraka ve benzeri hafif yapılar, bunların malikine
aittir.
Bu tür yapılar, taşınır mal hükümlerine tabi olur ve tapu kütüğünde gösterilmez.’’
Bu tür yapılar, taşınır mal hükümlerine tabi olur ve tapu kütüğünde gösterilmez.’’
[12]
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2015/13416
E. , 2016/6628 K. ’’…Davaya
dayanak yazılı kira sözleşmesi 01/07/2012 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli
olduğuna göre, taraflar arasındaki sözleşme yıldan yıla yenilenerek, davanın
açıldığı 23/06/2015 tarihine nazaran 01/07/2015 tarihinde dönem sona ermiştir.
Bu durumda dönem bitmeden 23/06/2015 tarihinde açılan dava süresinde değildir.
’’
[13] AYDIN,
a.g.e, sf. 99
[14] TBK m.
348 ‘’Konut ve çatılı işyeri kiralarında
fesih bildiriminin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.’’
Yorumlar
Yorum Gönder